21 Kasım 2014

Çocukların Öfke Nöbetleri ile Nasıl Baş Ederiz? (Tantrums)

Çocuklar bir yaşlarını doldurduktan kısa bir süre sonra öfke nöbetlerine tutulmaya başlarlar. Bazen hiç bir sebep yokken bu krizlere girerken bazen de çok basit bir nedenle öfke nöbetlerine tutulabilirler. Birdenbire patlak veren bu nöbetler, başta biz anne ve babaları hazırlıksız yakalar. Üstelik, bu nöbetlerin şiddeti hiç beklemediğimiz kadar güçlü olabilir. Her ne kadar bu nöbetler can sıkıcı ve pek çok zaman anne ve baba için yıpratıcı da olsa, çocuklarımızın gelişimi için büyük bir önem taşır. Doğru idare edildiklerinde bu öfke krizleri bir süre sonra tarihe karışır ve çocuklarımız da gelişim süreçlerinde önemli bir kilometre taşını daha geride bırakmış olur, hüsran ve hayal kırıklığı ile baş edebilme becerisini öğrenmiş olurlar.

Krizler genel olarak 12-18 ay arasında özellikle de 15. ayda başlar. En ufak bir olay bile çocuğunuzun öfke nöbetine girmesine, sanki dünya başına yıkılmış gibi tepkiler vermesine sebep olabilir. Alışveris merkezinde onun istediği sokağa girmemeniz, en ufak bir talebine bile hayır demeniz...

Peki bu durumda ne yapmalıyız?


Öncelikle, tekrar tekrar belirtmek isterim ki, bu öfke krizleri çocuklarımızın gelişiminde çok önemli rol oynar, bu sebeple bu nöbetlere olan bakış açımızı değiştirmemiz faydalı olur. Bunları hayatımızı zorlaştıran olaylar olarak görmek yerine, çocuklarımızın gelişimi için önemli deneyimler olarak görmemizde fayda var.

Bu nöbetlerle karşılaştığımızda yapmamız gereken tek şey görmezden gelmek ve aldırmamaktır. Bu, söylemesi kolay, uygulaması zor bir şeydir; ancak, bu nöbetlerin en kısa zamanda aşılması için yapılması gereken tek şey 'aldırmamaktır'. Çocuğunuz eğer istediği bir şey olmadığı için kendini yerden yere atıyorsa, ona bakmayın, sarılmayın, sakinleştirmeye çalışmayın. Bırakın yaşadığı hayal kırıklığı ve hüsranla bir süreliğine de olsa baş başa kalsın. Bir süre sonra, kendi kendine sakinleşecektir. Bu noktada kritik olan şey, çocuğunuz sakinleştikten sonra sizin ne yapmanız gerektiğidir: hiç bir şey!!! Sakinleştikten sonra yine hiç bir şey olmamış gibi davranmaya devam edin, kendi kendine sakinleştiği için onu tebrik etmeyin, ya da neden ona istediği şeyi yapmasına izin vermediğinizi açıklamayın (zaten açıklamanızı ilk başta yapmış, istediği şeyi yapmasına neden izin veremeyeceğinizi söylemiştiniz). Kriz yaşandı ve bitti. Devam edin!!! 

Bu noktada biz anne ve babaların dikkat etmesi gereken en önemli husus tutarlılıktır. Bir öfke krizini gözardı edip diğerinde çocuğunuzun sakinleşmesi için onu kucağınıza alır, istediği şeyi yapmasına izin verir ya da dikkatini başka yöne çekmek için kurabiye verirseniz, kendinizi bileğinizden vurur, işinizi zorlaştırırsınız. Bu yöntemin işe yarayacağına inanıp, kararlı ve tutarlı bir biçimde devam ederseniz çocuğunuz iki yaşından itibaren bu öfke nöbetlerinden tamamen kurtulacaktır. Bu da "iki yaş sendromunu" çok daha kolay atlatmanıza sebep olur.

Tüm bunları evde uygulamak nispeten daha kolaydır. Ya bu nöbetler dışarda, restoranda, sokakta yada bir mağazada olursa, ki mutlaka olacaktır, o zaman ne yapmalıyız? Yapmamız gereken yine gözardı etmek ve aldırmamaya çalışmaktır. Unutmayın ki, dünya üzerinde bu krizleri yaşamamış tek bir anne ve baba bile bulunmamaktadır. Hoş bir durum olmasa da mümkün olduğunca sakin kalıp, çocuğunuza herhangi bir tepki vermemeye çalışın. Nöbetin şiddeti çok yüksek ise, hiç bir şey söylemeden bulunduğunuz yerden en kısa sürede ayrılmaya çalışın.

Geçtiğimiz gunlerde, kızımla (kendisi şu anda 16.5 aylık) beraber bir arkadaşım ve onun bebeğiyle öğle yemeği yedik. Kızım kendi yemeği yerine ortaya paylaşım için gelen acılı bir yemeği yemek için tutturunca dakikalarca ağladı. Tahmin edersiniz ki, sofradan apar topar kalkmak bir çözüm olmadığı için arkadaşımdan özür dileyerek bir süre bu şekilde ağlayabileceğini belirttim. Tahminen on ya da onbeş dakika (hayatımın en yavaş geçen dakikaları) sonra kızım sustu ve kendi önünde bulunan yemeğini afiyetle yedi. Sonrasında da bir daha hiç rahatsızlık vermeden masada oyuncaklarıyla oynadı. Bu olaydan da kendime bir ders daha çıkardım: bir süre sadece kalabalık ve gürültülü restoranlarda yemek yemeliyiz!

Tüm bu süreçte dikkat etmemiz gereken son bir nokta ise, çocuklarımızın öfke nöbeti esnasında yaptıkları davranışlar. Bağırmak, ağlamak, kendini yerden yere atmak tüm bunlar bu sürecin doğal bir parçası ve yapılması gereken tek şey gözardı etmek. Ancak, bu esnada çocuğunuz size yada başkalarına fiziksel saldırıda bulunuyorsa,  mesela vuruyor ya da tekmeliyorsa bu davranışı kesinlikle gözardı etmeyin. Bu tarz davranışlar hiç bir şartta alttan alınmaması gereken davranışlardır ve en kısa zamanda kontrol altına alınmalıdır. Nasıl mı? Bu da bir sonraki konumuz...

Kolay gelsin!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder